Küfeki Taşı

Mermer ve Taş İşletmesi

E-mail

info@vizeantik.com

VİZE TARİHİ ROMA DEVRİ

ROMA VE BIZANS DÖNEMINDE VIZE
M.S. 46 tarihinde tamamen Roma'ya baglanarak bir eyalet olan Vize’de MS. 338 de I. Konstantinus Devrinde Bizanslilar yörenin mutlak hakimi olmus, bu dönemde ilk kez Vize adi kullanilmis, sehir onarilmis ve gelismistir. Ancak M.S. IV yüzyilda baslayan Got istilasi Vize’yi de etkilemis, Got akinlarinin bitiminde Hun akinlari baslamistir. MS.526 yilinda Slavlar bütün Trakya’yi ele geçirmis, M.S. 527 yilinda Imparator Justinianus (527-565) Vize’yi tekrar Roma topraklarina katmistir. Bu dönemde Trakya Themasi içinde yönetilen yöre M.S. 570’ten sonra Avar ardindan Peçeneklerin akinina ugramistir. Kisa bir süre sonra Peçeneklerin hakimiyetine giren Vize daha sonra Latin Kralliginin ve 1247’de de Imparator Vtatzes’in sehri almasiyla Bizans’in eline geçti.Bizans hakimiyet 1363 yilina dek sürdü.Vize 1363 yilinda Osmanlilarin eline geçti . Bulgar Krali Asen, Türk fethini takip eden 1-2 yil içinde Kirklareli, Midye, Pinarhisar ve Vize’yi ele geçirdi. Mücadeleci bir krala benzeyen Çar Asen Osmanli Devletini bir hayli ugrastiracaga benziyordu. Fakat onun 1365 yilinda ölümü ile bölgeden Bulgar tehlikesi kalkti. Bizanslilar Bulgarlarin bu durumundan derhal faydalandilar ve Trakya’nin kuzey kismini kendilerine bagladilar.1368 yilinda Kuzey Bulgaristan’a bir sefere baslayan Sultan I.Murat, Bulgarlarin elindeki Aydos, Karnabat, Sözebolu, kasabalarini aldiktan sonra, doguda Bizans Imparatorlugu üzerine yöneldi. 1369’da Pinarhisar ve Vize’yi ele geçirdi.
VIZE ÇEVRESINDEKI ROMA ve BIZANS IZLERI
Vize ise hemen hemen her dönemde yerleşime sahne olduğu gibi Roma döneminde de önemli bir şehirdi. Roma öncesi devirler daha önce bahsedildiği üzere son derece zengindir. Öncelikle Roma mimarisinin en anıtsal örneği olarak kaleden bahsetmek gerekir. Akropol'de surlarla desteklenmiş kale, tepenin eteklerine kadar surlarla çevrelenmiştir. Bu surların arasında eksik kalan bölümleri sayılmazsa tam olarak tepeyi sardığı kabul edilebilir bir görüntüdedir.
Roma devrinde inşa edilen surlar, daha sonra Bizanslılar tarafından onarılarak kullanılmıştır. Yuvarlak ve kare kulelerle desteklenen surlar, temelde Roma, ancak büyük blok taslardan itibaren Bizans devrine işaret etmektedir. İç ve diş kale olarak iki bölümde incelenebilecek olan surlardan bugün kaymakamlık binasının neredeyse yanlarına değin dış surlar içinde zaman zaman yapılan inşaatlar bol miktarda kalıntılar da çıkmaktadır. İç surlar ise Ayasofya Kilisesi’nin biraz aşağısında eski Atatürk şimdiki Namık Kemal İlkokulunun arkasında nihayetlenmektedir. Ancak surlara ait taşların büyük kısmı özellikle 19. yüzyılın başlarında talan edilerek birçok inşaatta kullanıldığından fazlaca parçası eksiktir. Akropol'ün en üst noktasında bir kemer açıklığı surlara geçiş vermektedir. Surlar VI. yüzyılda ilk Bizans onarımına, ardından Kommenoslar ve Palaiologoslar devrinde de orta ve son dönemine işaret etmektedir.
Vize'nin Roma dönemine ait bir sur onarım kitabesi bulunmuştur. Burada "Aulus Pores oğlu Firmus ile Kenthes oğlu Rytes oğlu Aulus Kenthes ve Hyakinthus oğlu Rabdus idaresi altında kale burçları inşa edilmiştir." diye bir yazı bulunmaktadır ve M.S. 2. yüzyıla aittir. Ayrıca burada bulunan ve bugün Edirne Müzesinde bir sunak yine Roma devrine tarihlenmektedir. Bu sunağın üzerinde Eros, koç, teke ve dana başı figürlerine rastlanmaktadır. Ayrıca yine ayni döneme ait Kral Kotis'le ilgili olarak bir kitabe bulunmuştur. Bu kral ise M.S. 48 yılında yapılan Phersal Savası sırasında Pompeus'un yanında yer alan kişidir. Romalıların dini inanışlarına son derece uyum sağlayan Thamata (Kara köçek)'teki Tapınak aslında orta tunç çağına ait olmasına karşın bu dönemde kullanılmıştır. Ayrıca Vize içinde Çömlektepe'de arazi üzerinde görülen Roma keramikleri, Romalıların bu bölgedeki hakimiyet unsurlarından sayılabilir. Bu döneme ait mimari kalıntılar ise çok fazla değildir. Ancak çevrede görülen izlerden burada büyük bir Dor düzeninde tapınak bulunduğunu anlamaktayız. Özellikle Ayasofya’nın güneydoğu cephesinde yer alan dor tapınak parçası ile sütun gövdeleri, sütun basları dikkat çekicidir. Kale eteklerinde yer alan ve esasi geç Roma- erken Bizans devrine ait askerlerin yikanmasi için insa edilmiş bir hamam yer almaktadır. Sarapdar (Serbetdar) Camiinin hemen karşısında bahçe içinde yer alan bir sarnıçta hiç şüphesiz bir Roma devri eseri olarak görülmelidir. Ayrıca kalede yapılan kaçak bir kazı sonucu Roma devrine ait üç blok tas bulunmuştur. Kale kapısının kuzey-bati yönünde ayni döneme ait bir ifriz parçası, Hamam sokakta koripth sütun baslığı, Mektep sokakta Lotus ve palmetli mimari eleman, Agil sokakta jon veya korinth düzenine ait bir sütun kaidesi vs. önemli eserler olarak görülmektedir. Ayrıca bir kulübe yapımı sırasında Çömlektepe sokakta bulunan üç oturma koltuğunda yola çıkılarak yapılan kazılar sonucu Roma devrine ait bir tiyatro ortaya çıkarılmıştır. Tiyatrodan çıkarılan mermer ve bronz heykeller Kırklareli müzesindedir. Bunların dışında basta Hadrian olmak üzere bölgede çok sayıda imparator sikkesi bulunmuştur.
Vize Roma devrinin hemen Ardından Hıristiyanlığın başlamasıyla birlikte piskoposluk merkezi haline getirilmiştir. Bu piskoposluk merkezi önceleri Avrupa Metropollüğüne bağlanmıştır; Vize'nin öncelikle Bizans devrinde çok şanssız olduğu ve dış tehditler altında kaldığını biliyoruz. Özellikle Balkanlar üzerinden gelen Hunlar Bulgarlar, Slavlar ve ardından arka arkaya sıralanan Haçlılar döneminde sık sık saldırıya uğramıştır. Bu saldırılar her ne kadar VI. yüzyılda inşa ettirilen şehir surları ile kesilmeye çalışılsa da Justinianus'un tamirleri de boşa gidince Vize'yi geçen düşmanlar kendilerini İstanbul’da bulmaktaydılar. Dolayısıyla Vize ve çevresi IX. yüzyılda büyük destekler görmüştür. IX. yüzyıldaki Bizans komutanlarından Thomas’ın 821'de bağımsız olarak hareketlenmesi sonucu bir ara Bizanslılarla Bulgarlar birleşmiş ve Thomas’ın üzerine yürümüşlerdir. Thomas yenilince kendisi Edirne'ye gitmiş ve oğlunu Vize'ye göndermiştir. Anlaşılıyor ki Vize her dönemde adini duyuran çok önemli bir kent durumundadır. 867'li yıllarda ise Vize önemli askeri bir komutanlıktı ve başında Drungarius Nicephorus yer almaktaydı. Oldukça hareketli bir Bizans dönemi geçiren Vize, bu süre içinde birkaç kez elden çıkmasına rağmen, yine de Bizanslıların elinde kalmıştır. Özellikle Bizanslıların yaşadığı sürece bir bati kalesi seklinde vazife görmüştür.
Vize Bizans’ın elinde kaldığı süre içinde çok önemli anıtlar meydana getirmiştir. Özellikle Roma döneminde yapımına başlanan suyolları bu dönemde korunmuş ve geliştirilmiştir. Özellikle Vize çevresinde doğup gelişen ve İstanbul’a kadar giden su yolları Istranca Dağları eteklerinde tuğla kemer ve kanallarla güzergâh izlemektedir. Ayrıca asmakaya yolunda (Bizans Mağara Klişeleri) yepeleri çepeçevre saran doğal kayalara oyulmuş su kanalları bu önemi açıkça belli etmektedir. Vize'den İstanbul 'a giden suyolları, kanallar, kanalların kesildiği zaman ise kemerler ile devam etmektedir. Bitişik köylerde görülen küp seklinde toprak altında yer alan sarnıçlar Bizans devrinin ilginç su mimarisi örnekleridir. Vize içinde ise yer altında zaman zaman inşaatlar sırasında görülen su kanalları ve sarnıçlar bu kültürün uzantılarıdır. Ayrıca Vize Kalesi Bizans devrinde takviye edilmiş ve yer yer onarılmıştır. Kalenin hemen altında kalan ve su kulesi olması muhtemel olan mimari ise asli Roma olmasına karşın asil önemini Bizans devrinde kazanmıştır. *** Bu bolümdeki bilgiler, Prof. Dr. Engin BEKSAÇ, Yrd. Doç. Dr. Özkan ERTUGRUL’un yapmış oldukları araştırmalar sonucu yapılan yayınlardan derlenmiştir.